30 Ocak 2013 Çarşamba

Bitmeyen Seremoni..

Bizim evde şu sıralar popüler olan iki parça var. İlki yılbaşı ruhunu hale iliklerimize kadar bize hissettiren jıngle bells; ikinci ise happy birthday şarkısı. İlk şarkıya bu kadar takılmasının sebebi sanırım melodisi ve klibindeki görüntüler (kardan adam, noel baba). Bunun üzerine çok kafa yormaya gerek yok. İkincisinin sebebi ise mum üfleme sevdası.. Pamir'de her çocuk gibi mum üflemeye bayılıyor. Hatta öyle ki mumlar enaz 3 kere üflenmeden pasta mutfağın yolunu bulamıyor..Hal böyle olunca bizde Pamir'e sık sık pasta alıp ya da gittiğimiz bir yerde pasta varsa muhakkak mumları defalarca yakıp üfletiyoruz. Tabi doğum günü şarkısını söylemeyi de unutmuyoruz. Zaten nasıl unutabiliriz ki Pamir gibi bir hatırlatıcımız varken:)) Haa birde maşallah Kasım ayından sonra ne kadar tanıdığımız kişinin doğum günü varmış.. Gülden, Evrim, Özgür, Doğa, İlkay, Cem Ata, Volkan, Duygu, Gürkan (başka unuttuğum varmı bilmiyorum) Sizce Pamir'in bütün bu listedekilere doğum günü şarkısını söylemiş olması bu şarkıyı onun için favori yapar mı? Bence fazlası ile yapar.. Hazır doğum günü pasta derken işte size Pamir ilk doğum gününden kareler... Ve oğluşuma doğum günü mesajım: Ezber bozdurtan prensim bugün tam 1 yaşında. Yanağı yanağıma değdiği ilk andan itibaren bütün sıcaklığı kalbime; kokusu evimize dolan pamuk oğlum benim. İyiki doğdun..
Gülden'in evinde

23 Ocak 2013 Çarşamba

Keşkelerden Bir Demet

Pamir doğduğundan itibaren ne kadar çok keşkelerim olmuş.. Hatırlıyorum da ilk keşke Pamir'in gaz sancılarının geçmesi içindi.(Zira annemle sabah 7'lere kadar sabahladığımızı hatırlıyorum).Devamı Pamir'in emeklemesi, yürümesi, memeyi bırakması, tuvalet alışkanlığını kazanması (ki bunda halen keşkemiz devam ediyor), konuşması, kendi yatağında yatması gibi devam etti. Daha da devam edeceğe benziyor.. Aslında bütün keşkelerimi tek başlık altında toplayacak olursak başlığımız Pamir'in bir an önce büyümesi' olurdu. Ancak geçen gece ilk kez bunun tersini yaşadım. Pamir en derin uykusundayken onu bir öpeyim istedim. O da o derinliğe rağmen bana karşılık verip beni öptü ve bana sımsıkı sarıldı. İşte o an dedim ki keşke oğlum hiç büyümese hep böyle küçük kalsa ve bizimle olsa... Ama zamanı tutabilene aşk olsun..Zira kendisinin herkesten çok acelesi var; tut tutabilirsen.
2011-Urla Şule'de

20 Ocak 2013 Pazar

3 Yıl Sonra

Fazlası var eksiği yok. Tam 3 sene olmuş sinemaya gitmeyeli. Hamilelikti, doğumdu ve Pamir'i bırakamıyorum sendromu derken koca bir 3 yıl geçmiş. Ben mütemadiyen Pamirle birlikteyken kimbilir hangi filmler geldi geçti sinemalardan. İzlenesi neler neler kaçırdık gidenler bilir:)) Neyse ki artık zincirlerimi kırarak daha doğrusu Pamir'i bırakamama sendromumu alt ederek Evrim ve arkadaşlarımız ile birlikte heryerdeyiz. Peki bu sırada Pamir nerde derseniz? Sonraki zamanları şimdiden bilemiyorum ama bu gece Pamir Büyük( Ayşegül) Teyze'sindeydi. Balkan ve Cem Ata Abisi ile bol bol oynayıp koşturdu. Bütün enerjisini harcadı. Gecenin sonunda da bize yorgunluktan posası çıkmış hemen uykuya dalan bir Pamir kaldı:)) Yaşasın.... Hemen bu gecenin özetini de vereyim. Duygu-Volkan, Ahmet-Tuğçe çiftleri ile Celal ile Ceren'e filmine gidildi. Film için 'vasat' yorumunu yapabilirim. Gecenin sözü ise Ahmet'ten geldi. 'Sizi Pamir ile görmeye o kadar alışmışız ki Pamir'siz bana çok tuhaf geldiniz'. Bu yorumama hiç şaşırmıyorum çünkü biz bir kanguru misali Pamir'i gittiğimiz her yere götürdük. Ta ki Pamir kendi rızası ile bir aile ferdinin yanında kalmak isteyene kadar. Çok şükür ki o günler geldi. Artık onu kendi istediği için gönül rahatlığı ile bırakabiliyoruz ve kısıtlı bir zamanda olsa Evrim ile özgürlük diyoruz:))

19 Ocak 2013 Cumartesi

Biz Bir Aileyiz

Pamir'in doğumuyla tamamlanan çekirdek ailemizin ilk fotoğrafı. Zaten şiş olan yüzüm, narkozun etkisiyle daha da şişmiş. Vücudunda, özellikle yüzünde şişlik olmadan hamileliğini tamamlayan bayanlara 2.5 sene geçmesine rağmen hala imrenirim.
Bu fotoğraf doğumumdan 1-2 ay sonra çekilmişti. Pamir'in buradaki duruşu bu fotoğrafı benim için daha özel hale getirdi. Pamir resmen poz vermiş:))

18 Ocak 2013 Cuma

Baby On Board

Bu fotoğraf 6 aylık hamileyken kızkardeşimin düğününde çekilmişti. En yakınınızın düğününde hamile olmak zor. Ne giysem sendromları tavan yapıyor. Hadi elbiseyi bir şekilde hallediyorsun ama ayakkabı cidden sorun. Hele benim gibi ayaklarınız çok şiştiyse. Neyse ki yazdı; düğünde banan sandaletler eşlik etmişti.
Bu foto ise doğuma gideceğimiz sabah çekildi. Hazırlıklarımız tamamlanmış ve tabiki heyecan dorukta. Elim, yüzüm, ayaklarım şişlikten nerdeyse patlayacak. Bizi kavuran Ağustos sıcağını da unutmam mümkün değil. Resmen hamileliğimin bonusuydu.

17 Ocak 2013 Perşembe

Pamir'in Doğum Hazırlıkları

Pamir'e gelen çiçekler, böcekler
Pamir'den babasına ilk babalar günü hediyesi..Eminim ki baba oğul bir ömür boyunca birbirlerinin elini hiç bırakmayacaklar..
Bu kapı süsleme tamamen benin ellerimden çıkmıştır. Hem de koca bir karna rağmen. Bu kapıyı süsleyeceğim diye ameliyat saatim bile gecikti.
Yine bütün şekerler ellerimden öptü. Çok büyük bir keyifle yapmıştım hepsini. Çeşit çeşit şekerler ve çikolalatalar...

Ta ta ta İşte Ben

Herkese Merhaba, Pamir'in hikayesi 18.Ağustos.2010'da başladı. Sabah 9:25 geçe İzmir-Çiğli Kent Hastanesinde doğdu. Doktorumuz Namık Demir'di.. Genel olarak rahat bir hamilellik geçirsemde son 2 ay yazın en sıcak günlerine denk gelince Pamir'i doğurmak için gün saydım. Aşermem hiç olmadı. Kocam bu sebeple son derece şanslı bir 9 ay geçirdi. Doğum tarihimiz belirlendiğinde Evrim ve bende heyecan doruktaydı. Hele ki doğumdan önceki son gece nerdeyse hiç uyumadım diyebilirim. (aynı şey her şartta ve koşulda uyuyan kocam için geçerli değildi tabi:)) Neyse doğum sabahı 5'te uyanıp bir duş aldım ve doğum için hastanenin yolunu tuttuk. Odamıza yerleştik ve ailelerimizin dualarıyla ameliyathaneye uğurlandım. Aaa tabi birde bol bol foto çekilmeyide unutmadık.. Sezeryanla doğum yaptığım için başıma gelecekleri biliyordum. Ama bu bile heyecanıma ve korkuma engel değildi. Ameliyatım başladığında fonda Tarkan'ın 'İşim Olmaz' parçası çalıyordu. Müzik beni birazcık rahatlatmıştı. Heyecanla Pamir'i görmeyi istiyordum. Ve o sihirli an nihayet gelmişti. Ameliyatım başladıktan kısa bir süre sonra Pamir doğdu. Ağlıyordu ta ki yanağı yanağıma değene kadar. O anı ömrüm boyunca unutamayacağımı biliyorum. Ağlayan bebeğim hemen susmuştu. Kısacık durabildik öylece ama işte o ilk biribirimize sıkıca bağlandığımız andı. Sonrası önce bebeğim sonra benim yukarı çıkartılışım mutluluk gözyaşları, acı, iyileşme süreci, bebeğe adaptasyon, Pamir'in gelişimi ve şu güne kadar geçirdiğimiz bütün evrelerden ibaret. Sözüm ona Pamir'in bütün büyüyüşünü ta ilk günden itibaren kaydedecektim, yazacaktım. Ama bir türlü fırsat bulamadım bunları yapmaya. Bugünden itibaren bu gidişatıma son vererek biricik oğlumla yaşadıklarımızı anlatacağım size. Bu yazdıklarım sayesinde Pamir'de bebekliği ve çocukluğu hakkında bilgi sahibi olacak.Ee ne demişler su uçar yazı kalır...